11 Mayıs 2015 Pazartesi

Glikolik Asit ve Cilt Çatlakları

Glikolik asit ciltte meydana gelen çatlakları geçirmede son derece etkili bir AHA asit türüdür. Cilt çatlakları özellikle kadınlarda görünmesine rağmen erkeklerde de görülen bir kozmetik sorundur. Bu sorunun çözümü konusunda glikolik asitin nasıl kullanıldığı hakkında bilgiler aşağıda yer almaktadır. 

Glikolik Asit ile Vücut Çatlaklarının Giderilmesi 

Glikolik Asit ve Cilt Çatlakları

Vücut çatlakları, hormonal dengesizliklerden tutunda beslenme alışkanlıklarındaki düzensizliklere , hızlı kilo alışverişlerinden tutunda kalıtımsal özelliklere kadar bir dizi nedene bağlı olarak gelişebilmektedir.Erkeklerde özellikle kilo düzensizlikleri ve vücudun bazı bölgelerinin aşırı baskılanmaya maruz kalması sonucunda sıkılıkla ortaya çıkarken, Kadınlarda ise hormanal değişimlerin ve özellikle hamilelik sürecine bağlı gelişmektedir. Bu anlamda, cilt çatlaklarının görülmesinde en fazla meydana gelen nedenlerden birisi de hamilelik olarak dikkat çekmektedir. Hamilelik sonrasında ortaya çıkan bu problem, genel olarak kilo alıp verme sonucunda da kendisini göstermektedir. 

Vücut çatlağı tedavisinde , oluşan çatlakların oluşma dönemi yada çok zaman geçmeden ( 1 ile 3 aylık zaman dilimlerinden söz edilebilir ) tedavisi daha kolaydır. İlk dönemlerinde pembe halde ortaya çıkan çatlakları yüksek nemlendirici ve vitamin içerikli krem ve solüsyonlarla tedavi etmek daha kolaydır. Zaman geçtikçe çatlaklar kesinleşir, ten rengini alır ve çizgiler belirginleşerek derinleşmeye başlar.Bu dönemde de tedavi mümkün ve kolaydır ancak çatlağın ilk ortaya çıktığı süreçlerde güçlü nemlendiriciler müdahale edilebilirken ilerleyen evrede, Dermabrazyon , Dermarol ve Lazer tedavisi gibi uygulamalar gerçekleştirilmektedir. Önemli bir tedavi edici unsur olarak kimyasal peeling yöntemine de başvurulabilir.

Çatlak Tedavi Yöntemleri


Lazer uygulamalarında çatlakların yakılması sağlanırken, çatlağın derinliğine bağlı gönderilen lazer ışınlarıyla çatlakların yok edilmesi amaçlanır. Bu metodun etkili sonuç gösterebilmesi için 4-5 seans gerekebilirken , yöntemin sadece dış yüzeye dönük bir işlem olması, hem iz bırakabilme hemde çatlağın tekrardan nüks etmesi noktasında handikap yaratabilmektedir.

Dermaroller ve dermabrozyon gibi cildin yüksek devirli klinik araçlarla aşındırılması işlemine de yine lazer uygulamalarında olduğu gibi sadece dış yüzeyin tabiri caizse törpülenmesine bağlı olan yöntemler olmasıyla etkili olmakta sakıncalar taşımaktadır.

Kimyasal peeling uygulaması dışındaki yöntemler klinik tedavi yöntemi olduğundan zamansal ve ekonomik açıdan kimi zaman zorlayan yanları olsa da tercih edilebilirken, kimyasal peeling uygulamaları hem evde kişinin kendi başına gerçekleştirebileceği basitlikte bir yöntem hemde ekonomik açıdan cazip fırsatlar sunduğundan sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir.

Çatlak Tedavisinde Kimyasal Peeling


Cildin tabakalar halinde soyulmasını sağlayarak, çatlak olan bölgeleri deriden atılmasını sağlayan kimyasal peeling uygulamasında öne çıkan en etkili yöntemin TCA-Kimyasal Peeling yöntemi olduğunu söylemek gerekir.Saf asit formunun belirli oranlarda çözeltilmesi ile peeling ürünü haline getirilen TCA asiti, sürüldüğü bölgede yanık oluşturmasının ardından, yanma sonucu oluşan ölü derinin soyulmasını sağlayarak ciltten atılmasını sağlarken, uyarıcı asidik yapısı, kolajen üretimini ve elastin liflerini tetikleyerek yeni deri oluşumunu hızlandırır.Ancak Kimyasal Peeling deyince akla gelen ne kadar da TCA olsa da Kimyasal peelingin hafif çaplı formu olarak bilinen Glikolik asitten de bahsetmek mümkündür. 

Çatlak Tedavisinde Glikolik Asit

Çatlak Tedavisinde Glikolik Asit

Şeker pancarının fermante edilmesinin ardından tabi tutulduğu bir kaç işlemin ardından elde edilen Glikolik asitte çatlak tedavisinde etkin sonuçlar göstermektedir. Derinin TCA da olduğu gibi katmanlar halinde soyulmasının tersine derinin pul pul ve orta vadede pek gözle görünmeyen biçimde soyulmasını sağlayan Glikolik asit, orta ve uzun vadeli uygulamalarda çatlak giderme de başarılı sonuçlar vermektedir.

Glikolik asit hakkında daha fazla bilgi için ; Glikolik Asit

Cilt Çatlaklarında Glikolik Asit


Cilt çatlaklarında glikolik asit 2 türlü kullanılır, ilk kullanım şekli tca peelingden 15 gün sonra %10 ile %25 arası glikolik asit kullanılarak cilt altındaki kolojen ve elastin tabakası uyarılır. İkinci kullanımda ise %50 glikolik asit 10 günde bir çatlakların üzerine sürülerek kullanılır. 

Her iki kullanım şeklinden sonra cilde a vitaminli yağ ve ve c vitaminli yağ ile e vitamini uygulanarak cildin kollajen uyarması teşvik edilir. Glikolik asit %50 ile yapılacak bakımdan sonra kullanılabilecek bir kür tarifi aşağıdaki gibidir.  %50 glikolik asiti 10 günde bir cildinize sürdükten sonra  tarifteki uygulamayı sabah akşam cildinize uygulamanız gerekmektedir. Bakım 2 aşamadan oluşmaktadır. 

  • 100 ml su (damacana su kullanın)
  • 10 ml b3 vitamini
  • 10 ml b5 vitamini
  • 10 gr çinko oksit
Yukarıdaki malzemelerden tonik hazırlayacaksınız. Önce suya b3 vitamini ilave edin iyice çalkalayın, böylece b3 vitamini eriyecektir, sonrasında b5 vitamini ve çinko oksiti ilave edin.

  • 50 ml zeytinyağı
  • 10 ml e vitamini
  • 10 ml skualen
  • 10 ml c vitaminli yağ
  • 10 ml a vitaminli yağ

Yağları bir şişede iyice çalkalayarak karıştırın. Sonrasında önce sulu çözeltiyi %50 glikolik asit uyguladığınız çatlakların olduğu bölgeye uygulayın 1 dakika bekledikten sonra yağlı çözeltiyi uygulayınız.

2 yorum:

  1. %50 glikolşk asit uygulanan bölgede ne kadar kalmalı??

    YanıtlaSil

UYARI

KİMYASAL PEELİNG ile ilgili bu blogda yazılanlar yerli ve yabancı kaynakların taranması sonucu derlenen bilgilerdir. Bu blogdaki yazılar tıbbi ve kozmetolojik tavsiye öneri ve kesinlik içermez. Bu blogun hastalık teşhis veya tedavisi amacı yoktur. Cilt problemleriniz için doktora muayene olunuz. Blogda yazılan uygulama vb. tarifler bilgilendirme amaçlı yazılardır ve bu yazılardan çıkarılan sonuçlarla yapılacak peeling bakım vb. işlemlerin sorumlulukları blog sahibine ait değildir. Yapılacak bakımlar sonucu oluşan olumlu ya da olumsuz sonuçlar kişilerin sorumluluğundadır. Bu bloğa girmekle yukarıdaki uyarıları kabul etmiş olursunuz. Blogda bulunan yazıların kısmen veya tamamen kopyalanması yasaktır. Yazılarımı kaynak göstererek kullanılabilir, sosyal medyada paylaşabilir yorumlar aracılığıyla sorular sorabilirsiniz.